T0PAL KOŞMA)
Sana öğreteyim dağdan aşmayı.
Bir sen söyle bir ben topal koşmayı,
Dağdan dağa aşmayınan yol olmaz.
Altın yere düşmeyinen pul olmaz.
Yiğidin başına gelmedik olmaz.
İş başa gelince çekilir böyle.
Bende bildim bahtım olmadığını.
Dahi çilelerim dolmadığını,
Ellerin beğenip almadığını.
Getirdin üstüme mal ettin felek.
***
Türkü ile ilgili İhsan Ozanoğlu'nun açıklaması;
"Erzurumlu, Emrah'ın çırağı Tokatlı Nuri, Çankırı'da birkaç âşıkla fasıl yaparlar. Fasılda divan şairleri de bulunmaktadır. Tokatlı Nuri değişik türde bir koşma çalar.
Çankırılı Zahmi: -Bu koşmanın adı nedir?
Tokatlı Nuri: -Topal Koşma.
Zahmi topal olduğu için buna fena kızar.
-Tokat'tan bir sıpa geldi. Bizim eşekleri de çıkardı yoldan, deyince; Tokatlı Nuri Zahmi'nin üzerine atılır. Araya girilir ve aralanırlar.
İşte burada ilk defa çalınan kesik kerem türündeki bu türkü, Kastamonulular tarafında bu günkü şekle dönüştürülür. Türkünün şu sözlerinin dışında kalanlar sonradan eklenmiştir. Uydurmadır. Asıl sözler şunlardır.
Ah sana öğreteyim dağdan aşmayı
Bir sen söyle bir ben topal koşmayı
Dağdan dağa aşmayınan yol olmaz
Altın yere düşmeyinen pul olmaz"
***
Türkünün bir başka hikâyesi şöyle anlatılır. Bir ozan anacığı ile yaşamakta olan çok güzel bir kıza âşık olur, Ancak bütün ısrarlarına rağmen bu güzel kız delikanlıya yüz vermez. Derken bu güzel kız, civarda korku salmış bir efe tarafından dağa kaçırılır. Rivayete göre aslında kızın da efede gönlü olduğu söylenmekteymiş. Ancak, birkaç gün sonra efe kızı tekrar anasının evine gerisin geriye bırakmaz mı? Kız kimselerin yüzüne bakamaz sokağa çıkamaz olmuş.
Ancak her şeye rağmen bizim âşık ozan kızın anasına gidip onu Allahın emri ile istemiş. İki şahit bulup evlenmişler. Fakat bu kez de ahali bizim ozan ile konuşmaz onlara selam vermez olmuş. Onlar da mecburen yurtlarını terk edip başka yere yerleşmişler. İşte bu türkü aslında dağa kaldırılıp tecavüze uğramış bir kıza âşık olan ve onunla evlenen bir adamın söylediği türküdür.
TRT Repertuarında bulunan bu Kastamonu Türküsü; Sarı Recep’ten alınmış ve Kemal Karasüleymanoğlu tarafından derlenmiştir. 13 Aralık 1979 tarihinde incelenen türkü Yücel Paşmaçı tarafından notaya alınmıştır.